Aynı yüzler, aynı hikayeler, aynı kalemler… Netflix Türkiye’ye karşı ayaklanma başladı

Ali Aydın bu ayın başlarında Netflix’in başındaki isim Pelin Diştaş ve ekibinin hep aynı yapımcılarla çalıştığını belirten paylaşımlarda bulundu. Bu yaklaşımın bir uzantısı olarak genç, yeni hatta farklı senarist, yönetmen ve oyuncuların Netflix’te kendilerine yer bulamadığı yadsınamaz bir gerçek… Öyle ki sektördeki birlik ve sendikaların da konuya ilişkin açıklamalar yapması bekleniyor.

MERKEZİN TEPKİSİ NE OLACAK

Netflix Almanya ve Fransa’nın yapım alım politikalarına bakıldığında Diştaş’ın belirli yapım şirketleriyle paket anlaşmaları içeren yönetiminin Netflix’in merkezi ABD’den de tepki görmesi çok olası. Bu yönetim biçiminin yaratıcılığa dolayısıyla nitelikli yapımların hayat bulmasına imkan tanımadığı gibi hukuksuz bir yaklaşım olduğunu söylemek de pek abesle iştigal olmayacaktır.

ALİ AYDIN SADECE BAŞLANGICI YAPTI

Global bir platformun Türkiye’de, Kanal D eski yöneticisi Pelin Diştaş tarafından bu şekilde idare edilmesinin çeşitli zamanlarda ciddi eleştiri konusu olduğu zaten sektörde bilinen bir durumdu. Yönetmen Ali Aydın’ın yaptığı gib eleştiri seslerinin ve tepkilerin, bu yönetim şeklinin giderek değişmez bir gerçek hale gelmesiyle birlikte yükseleceğini öngörmek çok da zor değil.. Zira Diştaş’ın yöneticisi olduğu Netflix, bu tip platformlar arasında dünya çapında en önemli aktörlerden biri. Bu anlamda platform Türkiye’de izleyiciyi olduğu kadar sektörün bütün elementlerini de yakından ilgilendiriyor.

ŞİFRE PAYLAŞIMI ENGELLENDİ, PEŞ PEŞE ZAMLAR YAPILDI

Global internet televizyon ağı Netflix’in, 2023 yılının dördüncü çeyreği itibariyle açıkladığı resmi rakamlara göre abone sayısı 13,1 milyon arttırarak 260 milyonun üzerine çıktı. Türkiye lansmanı 2016 yılında yapılan platformun 2022 yılında son açıklanan rakamlara göre ülkemizde 3.5 milyondan fazla abonesi bulunuyor.

Öte yandan Netflix’in yaptığı peş peşe zamlar ve bazı ülkelerde reklamlı abonelik paketlerini devreye sokmasından sonra karlılığı da ziyadesiyle arttı. Öyle ki firmanın hisse başına düşen karının bir önceki yılın aynı döneminde 12 sent iken şimdi 2,11 dolara yükseldiği biliniyor. Şifre paylaşımını engellemeye başlamasının ardından, dünya çapında Mart ayından bu yana 6 milyona yakın yeni abone kazanan Netflix’in, Türkiye’de de sektörü domine eden dijital platform olması nedeniyle abone sayısında ciddi bir artış oldu..

AYNI KALEMLER, AYNI HİKAYELER, AYNI YÖNETMENLER, AYNI OYUNCULAR

Bu şartlar altında platforma üye olan izleyici aynı yapımcıların, hemen hemen aynı kalemlerden çıkmış, aynı isimler tarafından yönetilen benzer işlerini seyretmeye mahkum edilmiş görünüyor. Türkiye’de Netlix aboneleri bu yaklaşımdan dolayı çoğunlukla vasat olarak nitelendirebilecek, hatta ve hatta ücretsiz ulaşabilecekleri dizi ve belgeselleri para ödeyerek izliyor.

Kulislerde Pelin Diştaş’ın çok yakın bir isim olduğu bilinen ID Menajerlik’in sahibi Ayşe Barım’la birlikte hareket ettiği sıklıkla konuşuluyor. Bunun yansıması ise, yapımlarda rol alan oyuncular olarak karşımıza çıkıyor. Yani sektörün binlerce dinamiği ve çalışanı mağdur… Ziyadesiyle özgün ve ses getirecek, izleyiciden ilgi görecek senaryoları ve prodüksiyonları hazır yapımcılar işlerini sunmak üzere toplantı bile alamazken mevcut yapımların özgünlüğünün ve kalitesinin giderek düştüğü gözlerden kaçmıyor.

DİZİ SEKTÖRÜNÜN LİDERLERİNDEN BİRİ TÜRKİYE İKEN…

Türkiye’nin dünya çapında ilgi gören, ciddi bir gelir kalemi oluşturan film ve dizi yapım sektörüne yapımcı, yönetmen, senarist ve oyuncu anlamında yeni isimler kazandırması beklenen ve bu güce sahip Netflix’in tam aksi yönde hareket etmesinin sektöre zarar verdiği aşikar. Bu yönetim politikası üretimi canlandıracak, sektörü hareketlendirecek hamleler yapmak yerine yerine sektörü ve izleyiciyi bir kısır döngüye mahkum ediyor. İş bulamadığı için hayatına son vermeyi dahi düşünen oyunculardan, giderek yoksullaşan sektör emekçilerine kadar sektörün sorunlarına ivme kazandırıyor.

İzleyicinin de “şimdilik” başka seçeneği olmaması, öte yandan geniş yabancı yapım havuzu nedeniyle platformda kalması ise görmezden geliniyor. Yerli yapımlar platformun içinde açıklanan “Top Türkiye” listelerinde elbette doğası gereği çok izlense de Dünya çapındaki listelerinde nadiren yer buluyor.

Bu tekelleşmenin bir sonucu olarak Netflix Türkiye yapımları dünyada maalesef ses getiremiyor. Bunu gerek platformun kendi listelerinde gerekse IMDB gibi otorite sayılan organizasyonların listelerinde net olarak görmek mümkün…

Gözde S. Kadıoğlu

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top